21 Haziran 2009 Pazar

BABALAR GUNU

Ana toprak , babalarda gokteki yildizlar gibidir demisti bir abim.
Ana her zaman kicini,sirtini dayadigin guvenilir ve sicak, baba ise gokteki yildizlar gibi ulasmasi zor.Orada bilirsin piril piril ama dokunamazssin.
Oglum bana dokunsun isterim cunku ben babama dokunabildim.Keske daha cok sarilsaydim, daha cok sohbet edebilseydim babamla.Ozluyorum Ali Ucar`i cok.
Bugun bana bir siir yazmis ve dunyanin en guzel deniz minaresi hediye olarak hazirlamis Ali Mert

BABAM
Sen evimizin isci karincasisin.
Evimizi sicak tutarsin.
Sen olmasan bu dunyada,
ben de olmazdim.

Seni cok seviyorum baba isci karinca

------------------------------------------------

Canim oglum ben de seni cok seviyorum:)

17 Haziran 2009 Çarşamba

YASAMA TESEKKUR

Iliklerime kadar yasadigimi hissettiren dun gece icin bir tesekkur yazisi.Yasama dair bir sukran duygusu ya da.
Saat gece dokuzbucugu gosterdiginde biz yani Alisle ben , irili ufakli teknelerin arasinda karanlik sularda , henuz dolunay cikmamisken , Dalgic Kemal`in teknesinin ustunde sirtiya baslamistik bile.Ilk defa sirtiya cikiyordum.Oglumda ilk defa sirtiya cikiyordu ve baba-ogul bir seyi ilk defa beraber yapmanin mutlulugunu yasiyorduk.Alis sordu bana :
- Baba daha oncede beraber ilk defa yaptigimiz bir sey oldu mu ?
- Hatirlayamiyorum ama mavi turada ilk gidisimiz beraberdi …

Diye birseyler siraladim.Hatirlayamadim hepsini.Ilkler onemlidir , guzeldir.


Alis daha sirti oltasini suya birakir birakmaz bir porsiyonluk levregi yakalayiverdi.kendi de inanamadi kerata.Ardindan Kemal cekti guzelim bir levrek daha.Mutluluk ilik ilik esen ruzgarla birlikte her yanimizi sarmis, bize yasamin ne kadar guzel ve hayatin gercek amaci oldugunu hatirlatiyordu.
Ben elimde fotograf makinem ile sonsuzluga akan bu muhtesem geceyi istedigim zaman seyredebilmek icin karelere hapsetmeye calisirken, denizdeki baliklarla olan anlasmamiz geregi isik olmamaliydi.Yoksa bizim oltalarimizin ucuna gelmeyeceklerdi ve ben bu yuzden flas patlatmaktan kacinarak tum ustaligimi kullanarak deklansorume dokundum.Onlar baliklari cekerken heycanlaniyorlar, baliklarin agirligi hakkinda tahmin yurutuyorlardi.Ben ise olgumla tekrar beraber olmanin ve bu muhtesem geceyi yasadigim icin heycan ,mutluluk ve minnet duyuyordum yasamin kendisine .
Ali Mert`imin uykusu geldi dolunay ciktiktan biraz sonra.Suyun ustunde besik gibi sallanmiyorduk bundan degildi uykusunun gelmesi.Hava ilik ve yumusacik oksuyordu kollarini ve mis gibi iyot kokuyordu ve oksijen doluyorudu her hucresine.Kayigimiz kugu gibi suzuluyordu kictan takma sessiz motorumuz sayesinde.Iste bunlar yuzunden neseli ayimiz gulumserken Onun uykusu geldi.Kivrildi sonra teknenin ucuna ben bir havlu attim bacaklarina.Baba yuregi iste dayanamdim cikardim uzun kollu tisortumu orttum utsunu cunku annemden duymustum uyuyan insanin ustune kar yagarmis .
Kemalle ben gectik teknenin arkasina bu sefer elimizde sirtilarla.Hissettim levregin simli ucu nasil yuttugunu ve acele etmeden cekmeye basladim.Gunduz olmadigi icin goremedim Yasar Kemal`in ,dedigi gibi celik mavisi pullarinin isimasini ve rengini.

Yukarida ay , karsimda lapiska saclariyla Dalgic Kemal, altimda denizin bereketi, kucagimda canim oglum
Tesekkur ettim yasama ve hayata.

3 Haziran 2009 Çarşamba

SEVE SEVE
Guzel Izmir`imin adi gibi guzel Cumhuriyet Meydan`ina soyle bir bakiyorum da yuregim sizliyor.
Atam atinin ustunde ,hedefini gostermis heykeli ile masmavi Ege`ye bakiyor.
Sonra bakiyorum guzelim Cumhuriyet Meydan`imiza bakan binalara ve firmalarin isimlerine.Swiss otelle baslamis ve bilmem hangi yabanci ulkenin bankasi ile bitmis .Bir tane Turkce isimli firma dahi yok neredeyse.

Ey Atam ! Sen dememismiydin asil savasin simdi basladigini ve ekonomik olacagini Kurtulus Savas`inin hemen ardindan .
Altiyuz yil ummet olan daha hala vatandas olamamis milliyetcilik fikrini tam olarak algiliyamamis bir toplumda dahi o zaman boyle bir duyarsizlik yoktu.
1920 yillarda uzerinize İngiliz bayrakli bir sapkayi ya da bir tisortu kim giydirebilirdi.Is yerinin ismini Can`s Cafe diye kim koyardi.
Simdi seve seve ,ozene ozene koyuyoruz bu isimleri .Utanmadan giyiyoruz milletimize kan kusturan milletlerin bayraklarini tasiyan giysilerini.Amerikan sinemasi sayesinde dilimiz kulturumuz degisti.
Biz bakmazdik ustumuzdeki giysi ne marka diye.Temiz olsun yeterdi.Yuzlerimize ,yuraklerimize bakardik.

Rambo`ya hayran cocuklarimiz Canakkale`de bir suru gercek kahramanlarimiz varken.Seyit`lerimizi bilmezler cogu cocugumuz ailesinde belki de bir sehiti varken.
Tufege,bombaya, tanka ne gerek var isgal etmisler zaten her yeri.Kurtulus savasindan onceki haritaya bir bakin ve simdi cok uluslu sirketlerin aldigi milli kaynaklarimizin yerlerine bir bakin.Hic bir fark goremeyeceksiniz.Silahla olmadi parayla satin aldilar,aliyorlar.Tarihte daha once de yapmaya kalktiklari gibi.
Ve bunlara izin verenleri alkisliyor benim guzel halkim.Seve seve hic utanmadan arlanmadan keyfle satilisini izliyor her degerimizin.
Ne sunguye gerek kaldi ne silahlara isgali SEVE SEVE seyrettik bu sefer
(Karga Sahap`a sevgiler)
SANS-4

Son soru: Sansli yada sanssiz olmayi ne belirler?

Ismimiz,dogum tarihimiz belirlemiyorsa eger sans durumuzu bir kac alternatif kaliyor geriye.
Yeniden dogusculara gore , biz belirliyoruz; zengin mi fakir mi, kral mi dilenci mi vs. olacagimizi.
Bir de pozitif dusun ,iyi dusun, yurekten iste derler. Sanssizim dersen surekli sanssiz olurmussun.Pozitif dusuncelerin yine iyi seyleri cekecegine inanirlar.
Ya da hersey aklimizin yettigi kadari ile ilgili.Kozmik hic bir sey yok ve hersey bizim kasemiz kadar .( Babamdan bol bol duyardim: Insan akli kadar mutlu olur .Diye)
Ya da hepsinin bir payi var.

Ama sunu cok iyi biliyorum ki en kotu durumlarda bile iyi bakmayi biliyorsaniz kendinizi sansli goruyorsunuz.Hakkari`de askerligimi yaptigim icin sansli goruyorum kendimi mesala.Her sey eskisinden daha degerliydi.
Kalp krizi gecirmemin suan hayatim uzerindeki etkisine bakiyorum da kim sanssiz oldugumu soyluyebilir ki :))
Hayat her zamankinden daha guzel suanda.